1 Sınıf Masal Oku

1 sınıf masal oku seçenekleri arasından en güzel ve eğlenceli hikayeleri keşfedin. Çocuklarınız için keyifli masallarla dolu bir dünyaya adım atın!

1 sınıf masal oku: Gökkuşağının Krallığı

Bir zamanlar, masal diyarlarının derinliklerinde, gökkuşağının büyülü bir krallığı vardı. Bu krallık, sonsuz renklerin ve büyülü yaratıkların yaşadığı muhteşem bir yerdi. Krallığın kralı, rengarenk kanatlarıyla gökkuşağını yöneten zarif bir kuştu ve adı, Ayçiçeği’ydi.

Bir gün, küçük bir kız olan Elif, bu büyülü krallığı keşfetmeye karar verdi. Yol boyunca, rengarenk çiçekler ve büyülü ağaçlarla dolu bir ormanı geçti. Sonunda, gökkuşağının krallığına ulaştı ve Ayçiçeği’nin tahtının önünde durdu.

Ayçiçeği, Elif’i sevecen bir şekilde karşıladı. “Hoş geldin, sevgili misafir,” dedi. “Krallığımıza hoş geldin. Ne getirdi seni bu büyülü diyara?”

Elif gülümsedi. “Sizi ve krallığınızı ziyaret etmek için geldim,” dedi. “Gökkuşağının güzelliğini görmek ve sizinle tanışmak istedim.”

Ayçiçeği memnuniyetle gülümsedi. “Çok naziksin, Elif. Seni krallığımızda ağırlamaktan mutluluk duyuyorum. Şimdi, seni krallığımızı gezmeye davet ediyorum.”

Elif, Ayçiçeği’nin rehberliğinde, krallığın muhteşem güzelliklerini keşfetti. Göz alıcı gökkuşağı şelalesi, dans eden ateşböcekleri, neşeli tavşanlar ve büyülü yaratıklarla dolu bir dünya Elif’i büyüledi.

Ancak, bir gün, krallık ansızın karanlık bir gölgeyle kaplandı. Gökyüzü kapandı ve rengarenk ışıklar solmaya başladı. Ayçiçeği endişeyle sordu: “Ne oluyor burada?”

Elif, gözlerini biraz daha dikkatli baktığında, karanlık bir bulutun gökkuşağının krallığını tehdit ettiğini fark etti. Hemen harekete geçmek için Ayçiçeği’ne yardım teklif etti.

Ayçiçeği ve Elif, birlikte bulutu dağıtmak için çalıştılar. Elif, içindeki güçlü pozitif enerjiyi kullanarak gökkuşağının rengarenk ışıklarını güçlendirdi. Ayçiçeği de kanatlarıyla bulutu dağıtmaya çalıştı.

Sonunda, bulut dağıldı ve gökkuşağının krallığı yeniden canlandı. Rengarenk ışıklar geri döndü ve krallık yeniden eski neşesine kavuştu.

Ayçiçeği, Elif’e minnettarlıkla baktı. “Senin yardımın olmasaydı, krallığımız tehlikede olabilirdi. Senin gibi cesur bir dostumuz olduğu için çok teşekkür ederiz.”

Elif gülümsedi. “Ben de size teşekkür ederim, Ayçiçeği. Gökkuşağının krallığına hoş geldim.”

Elif, büyülü krallıktan ayrılırken, gözlerindeki parıltı ve yüreğindeki neşeyle, bu muhteşem macerayı asla unutmayacaktı.

Büyülü Çayırın Şaşkınlığı

Bir zamanlar, köyün yakınında büyük, rengarenk çiçeklerle dolu bir çayır vardı. Bu çayır, her sabah güneşin ilk ışıklarıyla parıldayan, sihirli bir atmosfere sahipti. Bir gün, çayırda dolaşan iki çocuk, Elif ve Emir, bir macera yaşamaya karar verdiler.

Elif ve Emir, çayırda oynamaya başladılar. Fakat aniden, çayırın ortasında bir çemberin içinde garip bir parlaklık fark ettiler. Merakla çembere doğru koştular ve içindeki büyülü taşlara dikkatlice baktılar.

“Bu ne?” diye sordu Elif.

Emir, taşlara dikkatlice bakarak cevapladı: “Sanırım bunlar bir tür sihirli taşlar. Belki de bu çember, bir tür büyülü koruma sağlıyor olabilir.”

Elif heyecanla sordu: “Peki, ne yapacağız? Bu sihirli taşları nasıl kullanabiliriz?”

Emir düşündü ve sonra bir fikir buldu: “Belki de çevredeki doğa harikalarını keşfedebilmek için bu taşları kullanabiliriz. Haydi, çemberin dışına çıkalım ve ne olduğunu görelim!”

Çocuklar çemberin dışına çıktılar ve birbirlerine baktılar. Birden, çayırın her yanında çiçeklerin büyüdüğünü ve ağaçların dans ettiğini gördüler. Elif ve Emir, bu harika manzarayı izlemeye başladılar.

Ancak, bir süre sonra, çayırda bir karmaşa yaşandığını fark ettiler. Çiçekler solmuş, ağaçlar titriyordu. Elif endişeyle sordu: “Ne oluyor burada?”

Emir, sihirli taşları kullanmaya karar verdi ve çemberin içine geri döndü. Taşları bir araya getirerek büyülü güçlerini çağırdı. Bir anda, çayırın eski canlılığına kavuştuğunu gördüler. Çiçekler yeniden renklenmeye başladı, kuşlar ötüşmeye başladı ve çayır tekrar eski neşesine kavuştu.

Elif ve Emir, büyülü çayırı korumak için birbirlerine söz verdiler. Artık herkesin bu sihirli yerin tadını çıkarabilmesi için ellerinden geleni yapacaklardı.

Parktaki Bulmacalar

Bir gün, Emir ve Elif, parkta oynamak için dışarı çıktılar. Park, rengarenk çiçeklerle, oyun alanlarıyla ve yemyeşil ağaçlarla doluydu. Çocuklar, koşup oynamaya başladılar.

Biraz ilerledikten sonra, Emir birden durdu ve heyecanla bağırdı: “Bak Elif, ne güzel bir macera parkı varmış burada! Ama bakalım, burada bize ne kadarını çözebileceğiz?”

Elif, merakla Emir’in yanına koştu ve etrafa dikkatlice baktı. “Evet, gerçekten de burada pek çok şey var. Ne tür bulmacaları çözeceğiz?”

Emir gülümsedi ve cevap verdi: “Gelin, bakalım bu parktaki gizemleri çözelim. İlk olarak, oyun alanındaki kaydırakların sayısını bulalım.”

Çocuklar hızla parkın etrafını dolaşmaya başladılar. Her bir kaydırakta durup saydılar ve sonunda tam on tane olduğunu buldular.

Sonra, Emir, Elif’e bir başka bulmacayı çözmelerini önerdi: “Şimdi de buradaki ağaçların renklerini sayalım. Kırmızı, yeşil ve sarı renkler var. Hangi renkten kaç tane var?”

Elif dikkatlice etrafı inceledi ve “Beş kırmızı, altı yeşil ve üç sarı ağaç var,” dedi.

Emir gülümsedi. “Çok iyi! Şimdi son bir bulmaca daha çözelim. Bu parkın köşesindeki gölde ne kadar ördek var? Onları sayalım!”

Çocuklar göle koştu ve neşeyle ördekleri saymaya başladılar. Sonunda, dokuz ördek olduğunu tespit ettiler.

Parktaki bulmacaları çözdükten sonra, Emir ve Elif, mutlu bir şekilde evlerine döndüler. Artık parkta bir sonraki macerelerini bekliyorlardı.

1 Yaş Masalları: Sevimli Köpekçik Pati

Yorum yapın